-
1 kılıcı kınına koymak
прекрати́ть борьбу́ -
2 kılıcı kınına koymak
v. sheathe the sword -
3 sheathe the sword
kılıcı kınına koymak, savaşı bitirmek -
4 sheathe the sword
kılıcı kınına koymak, savaşı bitirmek -
5 kılıç
1) Schwert nt\kılıç çekmek das Schwert ziehen [o zücken]\kılıç savurmak das Schwert schwingenAcem kılıcı gibi ( fig) wie ein zweischneidiges SchwertDemokles'in kılıcı (a. fig) das Schwert des Demokleskılıcı kınına koymak (a. fig) das Schwert in die Scheide stecken -
6 kılıç
меч (м) са́бля (ж) ша́шка (ж)* * *озвонч. -cıса́бля, ша́шка, мечkılıç çalmak — наноси́ть уда́ры са́блей / мечо́м
kılıç çekmek — обнажи́ть са́блю
kılıç kını — но́жны
kılıç pabucu — [металли́ческий] наконе́чник но́жен
••- kılıcı kınına koymakkılıç kınını kesmez — погов. са́бля свои́ но́жны не ре́жет; да́же жесто́кий челове́к не гу́бит тех, кого́ лю́бит
- kılıç kuşanmak
- kılıç takmak
- kılıç oynatmak
- Domokles'in kılıcı -
7 меч
kılıç* * *мkılıç (-cı)••вложи́ть меч в но́жны — kılıcı kınına koymak
преда́ть мечу́ — kılıçtan geçirmek
висе́ть как дамо́клов меч над кем-л. — birinin başı üzerinde Damokles'in kılıcı gibi sallanıp durmak
-
8 kın
kın skılıcı \kınına koymak (a. fig) das Schwert in die Scheide stecken -
9 Scheide
См. также в других словарях:
kılıcı kınına koymak — savaşı bırakmak, savaştan vazgeçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılıç — is., cı 1) Uzun, düz veya eğri, ucu sivri, bir veya her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, çelikten silah Zırhları biraz paslanmış ve yaldızları bir hayli solmuş eğri kılıçlar asılıydı. A. Ş. Hisar 2) sp. Bu silah kullanılarak oynanan bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük